NAMAZ  
 
  ABDESTİ BOZAN DURUMLAR 10.06.2025 04:54 (UTC)
   
 
Abdestin maddî temizlik olma özelliği de taşımakla birlikte esasen hükmî te­mizlik olduğunu yukarıda görmüştük. Bu sebeple abdesti bozan durumların bir kısmı maddî kirlilik, bir kısmı da hükmî kirlilik grubunda yer alır.
Şu durumlarda abdest bozulur:
1.     İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necâse­tin, herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2.      Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin çıkması. Ağızdan çıkan akıcı haldeki kan, tükürükten fazla veya ona eşit ise abdesti bozar. Vücuttan çıkan kan akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz. Yaradan çıkan irin ve sarı su da böyle­dir. Çıktığı yerin dışına kendiliğinden dağılmayan bu sıvıların silinmesi ha­linde de abdest bozulmaz. Şâfiî ve Mâlikîler'e göre idrar ve dışkı yolları hariç vücuttan çıkan kan ve benzeri sıvı maddeler abdesti bozmaz.
3.      Ağız dolusu kusmak. Kusulan şey ister yemek, ister safra veya kan olsun, abdest bozulur.
4.      Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan durumlar. Uyku dışındaki şuur kaybına yol açan durumların süresi ve o esnada kişinin konumu ne olursa olsun abdest bozulur. Uyku halinde ise, kişinin farkında olmadan abdestinin bozulmuş olması ihtimalinin derecesi ölçü alınır. Bu sebeple yatarak derin uykuya dalma abdesti bozar, uyku ile uyanıklık arasındaki hal ise bozmaz. Oturduğu yerden uyuklamada oturu­şun şekli kadar bu kimsenin durumu, abdestin bozulma ihtimalinin kuvvet derecesi de önemlidir. Bundan dolayı tereddütlü durumlarda abdest alınması tavsiye edilir.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gül­mek. Hanefîler'e göre rükûlu ve secdeli namazda sesli gülme abdesti de bo­zar. Diğer mezhepler ise sadece namazın bozulacağı görüşündedir. Cinsî münasebet veya fâhiş (aşırı) temas ve dokunma. Hanefîler'e göre er­kekle kadının tenlerinin birbirine değmesi ile abdest bozulmasa da çıplak olarak veya arada bedenlerin sıcaklığının hissedilmesini engelleyecek bir giysi bulun­maksızın erkek ve kadının aşırı derecede şehevî teması, oynaşma ve kucaklaş­ması abdesti bozar. Hanefî fakihlerinin çoğunluğu temasın aşırılığında erkeğin cinsel organının sertleşmesini ölçü alırken, İmam Muhammed mezi gibi bir yaşlık çıkmadıkça abdestin bozulmayacağı görüşündedir. Şâfiîler'e göre erkek ve kadı­nın tenlerinin birbirine değmesi, Mâlikî ve Hanbelîler'e göre ise temastan cinsel haz duyulması halinde abdest bozulur.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu olmayanlara bir gün olarak tanınan-mesh süresi dolunca, özürlü kimse için de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
 
Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına temas da abdesti bozar. Bir kimse abdest aldığını kesin olarak bilse de abdestinin bozulup bozulmadığında tereddüt etse, Mâlikîler'e göre abdesti bozulmuş olur, diğer üç mezhebe göre ise bu durumda abdest bozulmuş sayılmaz.
Ağlamak, gözden yaş gelmesi, kabuk bağlamış bir yaranın kabuğunun kan çıkmaksızın düşmesi, tükürük ve sümüğe az miktarda kan karışması, ağız dolusu olmayan kusma, ısırılan elma, ayva gibi sert bir meyve veya kullanılan misvak-diş fırçası üzerindeki akıcılığı olmayan kan (diş eti kanaması hariç), sivrisinek, pire gibi haşeratın emdiği kan, namazda uyuklama, namazda sessiz gülme, tırnak kesme, tıraş olma kural olarak abdesti bozmaz.
Abdestin bozulup bozulmadığıyla ilgili görüş ayrılığı bulunan konularda ihtiyatlı davranmak uygun olur. Özellikle imam olan kimselerin abdestinin diğer mezheplere göre de bozulmamış olmasına özen göstermesi şart değilse de yerinde bir davranıştır.
 
  SEÇENEKLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  Tirmizî Birr 55
Nerede olursan ol Allah'a karsi gelmekten sakin; yaptigin kötülügün arkasindan bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. Insanlara karsi güzel ahlakin geregine göre davran.
Tirmizî, Birr, 55.

  As´salamun alaykum
Halife Hazreti Ömer (r.a.) Eshab-ı Kiram'dan bir zatı vali tâyin etmek üzere huzuruna çağırmıştı. Hazreti Ömer'in torunlarından biri çıkageldi. Hazreti Ömer torununu kucakladı, öptü ve onun gönlünü hoş etti. Orada bulunan zat Hazreti Ömer'e (r.a.):

— Ya Ömer! Sen çocukları sever misin? Halbuki ben, on tane torunum olduğu halde hiç birisini bu zamana kadar kucağıma almadım ve öpmedim, dedi. ... Devamını Gör

Hazreti Ömer ona:

— Allah senden merhameti kaldırmışsa ben ne yapayım? dedikten sonra «Kendi çocuğunu ve torununu sevmeyen, halkı hiç sevemez» diyerek vali tâyin etmekten vazgeçti.

me as´salam
  Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.
Iman, yetmis küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illAllah (Allah'tan baska ilah yoktur)” sözüdür, en düsük derecesi de rahatsiz edici bir seyi yoldan kaldirmaktir. Haya da imandandir.
Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.
  hadis-ı şerif
Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Uyku için yatağa yatarken evvelâ Fatiha, sonra İhlâs-ı şerîf okursan ölümden başka her şeyden emîn olursun." (25)

Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır ki: "Yatağına girdiğin zaman şöyle de:





"Allah'ın her biri noksansız ve tam bulunan kelimelerine O'nun gadabından, îkabından, kullarının şerrinden, şeytanların hücûmlarından ve benim yanıma gelmelerinden sığınırım." Böyle söylersen hiçbir şey sana zarar veremez ve zarar verilmemeğe lâyık olursun." (26)

Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- yine buyurmuşlardır ki: "Yatağına girdiğin zaman Kâfirûn Sûresini oku. Çünkü bu sûre, şirkten berâettir." (27)

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol